Toprak Havası
Toprak Havası :
Toprağın gaz fazını teşkil eden toprak havası, toprak verimliliği açısından önemli bir yer tutar. Toprakta su ile dolu olmayan gözeneklerin hepsinde hava bulunur. Dolayısıyla toprağa fazla miktarda su girişi ya da aşırı sıkışma, toprak havasının önemli ölçüde azalmasına yol açar.
Toprak havası atmosfer havasının bir devamı olup, atmosfer havası ile toprak havası arasında devamlı bir değişim söz konusudur. Bu şekilde toprak havası sürekli olarak yenilemekte, ve toprağın havalanması sağlanmaktadır. Havalanma, bitki gelişme ortamı olarak toprağın uygunluğunu tayin eden önemli bir toprak özelliğidir.
Özellikle yüzey toprağının hava kapasitesi oldukça değişken olup, iklim koşullarına ve toprak işleme sıklığına bağlı olarak değişir. Uygun zamanda ve sıklıkta toprak işleme, genellikle sıkı yapılı toprakların hava kapasitesini artırır. Diğer taraftan, toz haline gelinceye kadar aşırı toprak işleme, kapillar boşlukların azalmasına neden olur. Bu açıdan ayrıca yağmur damlaları da etkili olup, toprak tanelerini dispers eder (ayrıştırır) ve yüzeyde sıkışmaya, dolayısıyla hava kapasitesinin azalmasına yol açar.
Killi topraklarda bitkiler için yeterli havalanmanın temin edilmesi önemli bir problemdir. Kil taneleri birbirleriyle sıkı bir şekilde kenetlenmek suretiyle hava boşluklarının azalmasına yol açarlar. Killi yapıya sahip bir toprak iyi granüle olmuş durumda ise, granüller arasında bitki gelişmesine yetecek kadar hava bulunabilir. Ağır bünyeli toprakların hava kapasiteleri REKOR GELİŞİM toprak düzenleyici ilave edilmek suretiyle de artırılabilir.
Toprakta hava miktarı ve bileşimini büyük ölçüde toprak-su ilişkileri tayin eder. Gazların bir karışımı olan hava, toprağın su ile dolmamış gözeneklerine nüfuz eder. Buna karşılık, yağmur ya da sulamadan sonra topraktaki su önce büyük gözenekleri, daha sonra buharlaşma ve bitkiler tarafından kullanılması sonucu orta büyüklükteki gözenekleri terk eder. Küçük gözeneklerde su sıkıca tutulduğu için burada su oram fazla, hava oranı ise düşüktür.
Toprak derinliği arttıkça genellikle toplam gözenek miktarı azalmakta, bu da havalanmanın ve buna bağlı olarak oksijen içeriğinin azalmasına yol açmaktadır. Karbondioksit miktarı ise genellikle alt toprakta üst toprak katmanlarına kıyasla daha fazladır. Bu durum, derinlerde havalanmanın daha yavaş olmasından ileri gelir. Üst toprak katmanı ise genellikle gevşek bir yapıya sahip olup, atmosferle doğrudan temas halindedir.
Topraktaki havanın miktar ve bileşimi bitki kökleri ve toprak organizmaları için hayati bir öneme sahiptir. Normal bitki gelişimi için, diğer koşulların yanı sıra toprak havasının en az % 10 oksijen ve en fazla % 5 karbondioksit içermesi gerekir
Bitki gelişiminde görülen gerileme, bu iki sınır arasında başlar. Yetersiz havalanma koşullarında ise her bitki türü az veya çok zarar görür.
Yetersiz havalanma ve oksijen noksanlığının ortaya çıkardığı başlıca olumsuz etkiler aşağıdaki gibi özetlenebilir;
- Nitrat oluşturan, azot bağlayan bakteriler ve kükürt bakterileri gibi aerobik organizmaların yaşam aktiviteleri sınırlanır ve bunlar zehirli maddeler salgılamaya başlar.
- Denitrifıkasyonla azot kaybı meydana gelir. Koşullar çok uygun olduğunda denitrifıkasyonla meydana gelen N kayıplarının, uygulanan toplam azotun yaklaşık % 5’inden % 50’sine kadar ulaşabildiği bildirilmiştir .
- C. Artan CO2 gazı zehir etkisi yapar, kimyasal reaksiyonlara girerek demir ve mangan bikarbonat bileşikleri oluşturur. Bitki kökleri oksijen noksanlığında anaerobik solunum yapar. Bu koşullarda bitki öz suyunun pH derecesi düşer. Hücre geçirgenliği azalır. Sonuçta su ve besin elementlerini alma gücü azalır, kök gelişimi ve dallanması yavaşlar.
- Kökler CO2 ile birlikte formik asit, asetik asit, oksalik asit gibi zehir etkisine sahip organik bileşikler salgılar.
- Oksijen noksanlığı köklerin karbonhidrat metabolizmasını doğrudan etkileyebilir. Şekerlerin oksidatif parçalanması geriler ve fermente olarak etil alkol oluşur. Etil alkol ise bitki gelişimi ve ürün verimini olumsuz yönde etkiler.
- Anaerobik koşullar altında toprak havasında metan (CH4) ve kükürtlü hidrojen (H2S)’de meydana gelir. Bu bileşikler düşük konsantrasyonlarda dahi bitki köklerine zehir etkisi yapar.
Toprak havası içindeki gazların toprak verimliliği üzerine önemli etkileri bulunmaktadır. Karbondioksit, besin tuzları ve inorganik bileşiklerin çözünmesini artırır ve besin elementlerinin bitkiler tarafından alınabilecek duruma gelmesini sağlar.
Bitki kökleri tarafından iyon alımı da dahil birçok metabolik olaylar için gerekli olan enerjiyi solunum sağlar. Buna karşılık, kök metabolizması için gerekli kısmi O2 basıncı atmosferdeki kısmi 02 basıncından önemli ölçüde düşüktür. Kök ortamında kısmi 02 basıncı 0.1 bar’dan aşağıya düştüğü zaman domates bitkisi köklerince bitki besin elementi aliminin olumsuz yönde etkilendiği tespit edilmiştir
Topraklarınızda ki hava dengesini sağlayabilmek yukarıda bahsedilen olumsuzlukların oluşmaması için REKOR GELİŞİM toprak düzenleyicisini kullanmanız yeterlidir.
There has been an error.
We apologize for any inconvenience, please return to the home page or use the search form below.